(( Anne dili ))
***
Dil milletin varlığıdır, bütünlügünü sağlar, parçalanmak ve çöküşten korur ayağa durmasında bel kemigi ödevini yüklenir ve ilerlemesinde temel rol oynar , evet dil ulusların direnmesini ve kalkınmasını sağlayan ana koşulların önemlisi sayılır , zira dil birey ve toplulukların anlaşmasını bağdaşmasını söz birliğini ve sonunda el birliğini kolaylaştırır çünkü anne dilini bilmeyen ve ya anne dilinde konuşmayan bir millet kanser hastalığına yakalanan bir çocuğu andırır, derdini anlatamaz sağalmasına yol bulamaz,gitgide hastalık bütün gövdesini alır ve kanına dağılır bundan ötürüdür ki :- milli duyğu ve bilinç sahibi özgur milletler dilleriyle övünüp kıvanç duyarlar ve göz bebegi gibi korunmasını amaçlayarak elden gelen yollara baş vururlar ve bu uğurda bütün olanak ve yeteneklerini harcamaktan geri kalmazlar .
İnsan bir yabancı memlekette turistlik yaparken konuştuğu dilden konuşan bir kimseye rastladıkta hemen bir tanış (tanıdık) buldu gibi görüşüp sarmaşıyorlar hiç olmasa birbirini bir
Çay ziyafetine dȃvet ederek dereden tepeden konuşuluyor, bu hususta kimse kimseden fark etmez hepimiz öyleyiz çünkü dil duyusu insanın kanında kemiginde dolaşan bir ögedir yüreğinde ve kafasında kökleşen bir varlıktır, anne sütüyle emilen pek ve kutsal bir gizdir , her kesçe bellidir ki: çocuk anne dilinde dil açar ve tanrının bir vergisi olarak duymadığı ve işitmedigi sözcukleri konuşmaya başlar .
Bakınız türkmen şairi felek oğlu ne diyor :-
Anne dilim anne dilim
Çok şirinsen cana dilim
Doğdu annem dilsiz meni
Sen dil oldun mene dilim
***
Bildiğim ve ilgilendigim diller arasında arapçe ve ingilizçe dillerinin yüz yıllar boyu gelişerek ,zenginleşerk yenilige yüzleştigini bes belli kavramaktayım söz istemez ki:bilmediğim ve ya gramerini sığamadığım diller arasında ȃyni aşamayı geçiren dillerde bulunmaktadır
Bizim türk diline gelince binlerce yıllardan beri büyümekte gelişmekte ve tarihin
Bir döneminde uğradığı melezleşmekten silkinmektedir .ayrıca tanınmış türkmen şairi felek oğlu türkçe sözlügüne türk dil kurumunun yararlanabileceği (sağlayıcı) yăni (kırık bağlayan)
(çoğru-sel-taşkın)(küpermek) yani şişip kabarmak ( çarkışmak ) çaba harcamak gibi sözcükleri eklemiştir .
Ancak üzücü bir nesnsye değinmek istiyorum ki:bizim türkçede eskiden etkisi altında kaldığı arapçe ve farsçeden sadeleştirme uğraşmalarına karşın yerine yunanca. Fransızca ve ingilizçe sözcüklerin geçmesidir örnek olarak aşağıdaki sözcükleri veriyoruz :-
diploma.akademi.sonat.sembol.grup. paket.tiyatro.ektör.pardon.ekonomi.esansor. emperyalızm.senatör modern.tren.ve pratik .
Rıza Çolakoğlu
***
Dil milletin varlığıdır, bütünlügünü sağlar, parçalanmak ve çöküşten korur ayağa durmasında bel kemigi ödevini yüklenir ve ilerlemesinde temel rol oynar , evet dil ulusların direnmesini ve kalkınmasını sağlayan ana koşulların önemlisi sayılır , zira dil birey ve toplulukların anlaşmasını bağdaşmasını söz birliğini ve sonunda el birliğini kolaylaştırır çünkü anne dilini bilmeyen ve ya anne dilinde konuşmayan bir millet kanser hastalığına yakalanan bir çocuğu andırır, derdini anlatamaz sağalmasına yol bulamaz,gitgide hastalık bütün gövdesini alır ve kanına dağılır bundan ötürüdür ki :- milli duyğu ve bilinç sahibi özgur milletler dilleriyle övünüp kıvanç duyarlar ve göz bebegi gibi korunmasını amaçlayarak elden gelen yollara baş vururlar ve bu uğurda bütün olanak ve yeteneklerini harcamaktan geri kalmazlar .
İnsan bir yabancı memlekette turistlik yaparken konuştuğu dilden konuşan bir kimseye rastladıkta hemen bir tanış (tanıdık) buldu gibi görüşüp sarmaşıyorlar hiç olmasa birbirini bir
Çay ziyafetine dȃvet ederek dereden tepeden konuşuluyor, bu hususta kimse kimseden fark etmez hepimiz öyleyiz çünkü dil duyusu insanın kanında kemiginde dolaşan bir ögedir yüreğinde ve kafasında kökleşen bir varlıktır, anne sütüyle emilen pek ve kutsal bir gizdir , her kesçe bellidir ki: çocuk anne dilinde dil açar ve tanrının bir vergisi olarak duymadığı ve işitmedigi sözcukleri konuşmaya başlar .
Bakınız türkmen şairi felek oğlu ne diyor :-
Anne dilim anne dilim
Çok şirinsen cana dilim
Doğdu annem dilsiz meni
Sen dil oldun mene dilim
***
Bildiğim ve ilgilendigim diller arasında arapçe ve ingilizçe dillerinin yüz yıllar boyu gelişerek ,zenginleşerk yenilige yüzleştigini bes belli kavramaktayım söz istemez ki:bilmediğim ve ya gramerini sığamadığım diller arasında ȃyni aşamayı geçiren dillerde bulunmaktadır
Bizim türk diline gelince binlerce yıllardan beri büyümekte gelişmekte ve tarihin
Bir döneminde uğradığı melezleşmekten silkinmektedir .ayrıca tanınmış türkmen şairi felek oğlu türkçe sözlügüne türk dil kurumunun yararlanabileceği (sağlayıcı) yăni (kırık bağlayan)
(çoğru-sel-taşkın)(küpermek) yani şişip kabarmak ( çarkışmak ) çaba harcamak gibi sözcükleri eklemiştir .
Ancak üzücü bir nesnsye değinmek istiyorum ki:bizim türkçede eskiden etkisi altında kaldığı arapçe ve farsçeden sadeleştirme uğraşmalarına karşın yerine yunanca. Fransızca ve ingilizçe sözcüklerin geçmesidir örnek olarak aşağıdaki sözcükleri veriyoruz :-
diploma.akademi.sonat.sembol.grup. paket.tiyatro.ektör.pardon.ekonomi.esansor. emperyalızm.senatör modern.tren.ve pratik .
Rıza Çolakoğlu
0 التعليقات:
إرسال تعليق