(( Ben Ve Şiȋr ))
***
Benle şiȋr ekiz doğmuşuz birbirinden ayrılması olanaksız , varlıklarız ,şiȋr benle toplumu birbirine bağlayan bir köprüdür . .
insanlığa mesajımın şiȋr olduğunu kıvanç duymaktayım . ben şiȋr için yaşıyorum . en mutlu günüm bir parça şiȋr yazdığım gündür şiȋrsiz geçen kıpılarım kap karanlık lahzalardır.şiȋrsiz avunmuyorum .şiȋrsiz yaşayamıyorum .kaç kere intihar etmeyi düşünmüşüm ama şiȋrim beni tamusal tasarılardan alıkoyuyor.doğrusu ben hayatımı şiȋrime borçluyum .
Bence şiȋr (( esin .hulya .duyğu ve sefilligin ortaklaşa doğurdukları çocuktur )) .
( şiȋr çocukluğun anıları .gençliğin arzu ve ümitleri ve ihtiyarlığın denemeleridir )
gözüme uyku gitmeyen uzun geceler nenineleyerek beşigimi belerken annemin şirin şirin söyledigi güzel leylalar hatırımda şiȋrin ilk çekirdegini ekmiştir .
Çocukluğumu güzel manzaralarıyla tanınan karakoyunlu köyünde geçirdiğim bu güne bir çok şeyler sakladığı geldikçe bilinmektedir .hemde hastalığı yüzünden sütü kuruması nedeniyle anne sütünden yoksun kaldığım bende çocukluk çağından şiȋr yurdamı beslemiştir .her halde babam ve annemin şiȋrden başları çıktığı ve ağabeğimin hem şair hemde çağrıcı olduğu şaȋrligimde birer önemli rol oynamışlardır.hep bunlara üstelik çay ve ilaç teryakiligi vardır bende.ayrıca bellegimde gizli ulusal kalıt.yaşam çelişkileri.çevre etkisi ve toplumsal değişimlerim etkisi yadsınmaz.
Eflatuna göre( şaȋr kanatlı kutsal bir yaratıktır) .böylece şairin ödevi şiȋr tanrıcalarının emanetini olduğu gibi topluma aktarmaktan başka bir şey değildir .
Bence durum öyle değil şaȋr toplumun arasında beslenen büyüyen .geniş imge iyesi.iti düşünceli.duyar bir insandır.şiȋr iyse her şeyi olduğu gibi gösteren gerçek bir güzgüdür.şiȋr sadece esin .heyacanlanma ve dalğa değil, yaratılmasını bir çok etmenler paylaşır .şiȋre bu açıdan baktığım içindir bu gırdaba düştügüm .toplum içinde boğucu bir yalnızlık sezmekteyim ...bu yüzden kendimi elgin sanıyorum . bir avuç aydın kimseler harıç kendime verilmesi gereken değeri görmemekteyim anlanılmamış bir durumdayım.ben bir derede onlar bir derede , benmiyim aşırı?!!!
Yoksa onlar?... böyle bir toplumun kısa bir sürede değişmesi güçtür ki:ne ben onları değişebiliyorum nede onlar çıkarlarını amaçlayarak tuttuğum yoldan beni geri döderebiliyorlar. Ben sınırlı ütopya arzularken onlar fantazya serhoşudurlar .benim problemim...(benin- bizde) erimemesidir .
Üniversitedede bulunurken âyni durumu yaşıyordum talebeler boş vakitlerini bahçe geçitlerinde sevgilileriyle birlikte geçirirlerken ben üniversitenin genel kütüphanesinde kitaplara kapanmakla bitirirdim .onlar o durumumu sevgi ilişkimde başarı sağlamadığımı yorumlarsada ben onu devligin ilk belirtileri olduğunu sanıyordum .
Beni sevenleriyse şiȋrimi sevdikleri içindir beni sevdikleri, her halde buda bir kazançtır. Oysaki: ben öznel yarar için değil toplumun mutluluk genlik ve çıkarını amaçlıyorum .işte kazancım bu...!toplumda rol oynayabilsem ne mutlu bana ...o toplum ki:henüz beni anlamamış bir durumdadır ... zavallı bir topluma yakalanmışım ben, acımaya gereken bir toplum .şiȋrimin ne olduğunu ve kimin için görevlendigini hiç bir türlü kavramayan bir toplum ...şiȋrden vazgeçmedinmi?! Şiȋrde ne fayda var...şiȋrin ardında ne hayir var diyorlar bana ...şiȋre materyalist bir açıdan bakıyorlar onlar ...özüm için kafamı kağıtlara döküyorüm sanıyorlar .şiȋrimi. dinçligimi ve hayatımı harcadığım kendileri içindir bilmiyorlar .
Neler yapmadım bu toplum için ?!(haşim süpürgeçiden) yazdım (casim culhadan ) yazdım (davut boyacıdan) yazdım çocuklar için şarkılar düzdüm.gençleri coşturan güzellemeler yazdım ,annelerin dilinden konuştum. Babaların gururunu ukşadım .
Sadece yazınsal yaşamımda değil. Öznel ilişkilerimdede elginlik sezmekteyim benim iki yüzlülük doladırıcılık ve hiplilikten başım çıkmıyor. Odama sığınıp düşünmeyi. Kuran-i kerim okuyup tesbih etmeyi serseriler yığnağında . dalaş. İçki. Lakırdıya yeğ tutuyorum. Arkadaşlarımıysa babam yerine gelen yaşlı adamlardır .
Rıza Çolakoğlu
1990-Nisan
***
Benle şiȋr ekiz doğmuşuz birbirinden ayrılması olanaksız , varlıklarız ,şiȋr benle toplumu birbirine bağlayan bir köprüdür . .
insanlığa mesajımın şiȋr olduğunu kıvanç duymaktayım . ben şiȋr için yaşıyorum . en mutlu günüm bir parça şiȋr yazdığım gündür şiȋrsiz geçen kıpılarım kap karanlık lahzalardır.şiȋrsiz avunmuyorum .şiȋrsiz yaşayamıyorum .kaç kere intihar etmeyi düşünmüşüm ama şiȋrim beni tamusal tasarılardan alıkoyuyor.doğrusu ben hayatımı şiȋrime borçluyum .
Bence şiȋr (( esin .hulya .duyğu ve sefilligin ortaklaşa doğurdukları çocuktur )) .
( şiȋr çocukluğun anıları .gençliğin arzu ve ümitleri ve ihtiyarlığın denemeleridir )
gözüme uyku gitmeyen uzun geceler nenineleyerek beşigimi belerken annemin şirin şirin söyledigi güzel leylalar hatırımda şiȋrin ilk çekirdegini ekmiştir .
Çocukluğumu güzel manzaralarıyla tanınan karakoyunlu köyünde geçirdiğim bu güne bir çok şeyler sakladığı geldikçe bilinmektedir .hemde hastalığı yüzünden sütü kuruması nedeniyle anne sütünden yoksun kaldığım bende çocukluk çağından şiȋr yurdamı beslemiştir .her halde babam ve annemin şiȋrden başları çıktığı ve ağabeğimin hem şair hemde çağrıcı olduğu şaȋrligimde birer önemli rol oynamışlardır.hep bunlara üstelik çay ve ilaç teryakiligi vardır bende.ayrıca bellegimde gizli ulusal kalıt.yaşam çelişkileri.çevre etkisi ve toplumsal değişimlerim etkisi yadsınmaz.
Eflatuna göre( şaȋr kanatlı kutsal bir yaratıktır) .böylece şairin ödevi şiȋr tanrıcalarının emanetini olduğu gibi topluma aktarmaktan başka bir şey değildir .
Bence durum öyle değil şaȋr toplumun arasında beslenen büyüyen .geniş imge iyesi.iti düşünceli.duyar bir insandır.şiȋr iyse her şeyi olduğu gibi gösteren gerçek bir güzgüdür.şiȋr sadece esin .heyacanlanma ve dalğa değil, yaratılmasını bir çok etmenler paylaşır .şiȋre bu açıdan baktığım içindir bu gırdaba düştügüm .toplum içinde boğucu bir yalnızlık sezmekteyim ...bu yüzden kendimi elgin sanıyorum . bir avuç aydın kimseler harıç kendime verilmesi gereken değeri görmemekteyim anlanılmamış bir durumdayım.ben bir derede onlar bir derede , benmiyim aşırı?!!!
Yoksa onlar?... böyle bir toplumun kısa bir sürede değişmesi güçtür ki:ne ben onları değişebiliyorum nede onlar çıkarlarını amaçlayarak tuttuğum yoldan beni geri döderebiliyorlar. Ben sınırlı ütopya arzularken onlar fantazya serhoşudurlar .benim problemim...(benin- bizde) erimemesidir .
Üniversitedede bulunurken âyni durumu yaşıyordum talebeler boş vakitlerini bahçe geçitlerinde sevgilileriyle birlikte geçirirlerken ben üniversitenin genel kütüphanesinde kitaplara kapanmakla bitirirdim .onlar o durumumu sevgi ilişkimde başarı sağlamadığımı yorumlarsada ben onu devligin ilk belirtileri olduğunu sanıyordum .
Beni sevenleriyse şiȋrimi sevdikleri içindir beni sevdikleri, her halde buda bir kazançtır. Oysaki: ben öznel yarar için değil toplumun mutluluk genlik ve çıkarını amaçlıyorum .işte kazancım bu...!toplumda rol oynayabilsem ne mutlu bana ...o toplum ki:henüz beni anlamamış bir durumdadır ... zavallı bir topluma yakalanmışım ben, acımaya gereken bir toplum .şiȋrimin ne olduğunu ve kimin için görevlendigini hiç bir türlü kavramayan bir toplum ...şiȋrden vazgeçmedinmi?! Şiȋrde ne fayda var...şiȋrin ardında ne hayir var diyorlar bana ...şiȋre materyalist bir açıdan bakıyorlar onlar ...özüm için kafamı kağıtlara döküyorüm sanıyorlar .şiȋrimi. dinçligimi ve hayatımı harcadığım kendileri içindir bilmiyorlar .
Neler yapmadım bu toplum için ?!(haşim süpürgeçiden) yazdım (casim culhadan ) yazdım (davut boyacıdan) yazdım çocuklar için şarkılar düzdüm.gençleri coşturan güzellemeler yazdım ,annelerin dilinden konuştum. Babaların gururunu ukşadım .
Sadece yazınsal yaşamımda değil. Öznel ilişkilerimdede elginlik sezmekteyim benim iki yüzlülük doladırıcılık ve hiplilikten başım çıkmıyor. Odama sığınıp düşünmeyi. Kuran-i kerim okuyup tesbih etmeyi serseriler yığnağında . dalaş. İçki. Lakırdıya yeğ tutuyorum. Arkadaşlarımıysa babam yerine gelen yaşlı adamlardır .
Rıza Çolakoğlu
1990-Nisan
0 التعليقات:
إرسال تعليق